5 Mart 2010 Cuma

yine ben...


evet, evet geldim.
ne olmuş yazamadımsa?
sanki başımı kaşıyacak vaktim oluyo da trip yapıyosun blog!
aman ya ne diyorum ben?
sonunda sıyırdım phoebe...
neler oluyor bana, kafam almıyor.
böyle bi mutlu gibiyim, bi mutsuz.
bi çok mutlu olup her şeye gülüyorum, bi de dellenip her şeye takıyorum, sayıyorum, sövüyorum böyle... bi garip yani.
bi de şu çakma jacob'ı hatırlıyosun dimi?
her şey çok garip phoebe.
pozitif insan vardı ya. heh işte o tutturdu senenin başında "sakın ola çakma jacob'a aşık olayım deme" diye. dedim "tamam, olmayacağım." olmadım da.
hatta biliyosun, beni küçük düşüren bi espriye bi tek o gülmüştü de bi ton çemkirmiştim "sen kim oluyosun da gülüyosun" diye. iki hafta oldu mu emin değilim ama bu beyinsiz çocuk bana çok çekici gelmeye başladı.
aslında başta fark etmedim, ama sonradan sinsi s.rtük'ün onunla samimi olmasının neden beni rahatsız ettiğini anladım. başta gerçekten farkında değildim ve sinsi s.rtük beni gerçekten rahatsız ediyordu -ki hala bazen ediyor .d .p- ve ben niye ondan bu kadar kıllandığımı anlayamıyordum.
şimdi anlıyor gibiyim mi ne?
face'deki tarot ve iskambil fallarımda hep bir esmer erkek çıkıyor. hep kapıda bi ilişkiniz var esmer bir erkekle diyor.
kafamı toplayıp, mantıklı düşünemiyorum ki!
evet bu açık bi gerçek: o çok yakışıklı, acayip çekici, komik ve içten. böyle arada derste, biribirimize hiçbir şey demeden bakıyoruz, sanki içimi okumaya çalışıyo. ya da bana bakarken bişey düşünüyo. ben de ona bakıyorum tabi, ama ne yaparsam yapayım, ne düşündüğünü analayamıyorum. onu geçtim hadi, bıraktım ne olduğunu çözemeyeyim ama dengeli davransın. dün söylemesi ayıp dersler beni çok darladı da, ben bi aptalladım, dersten çıktım, sonra lale'leyle konuştuk hatta ben hüngürt şakırt ağladım mı bi de....
diyorum ki umurunda olsam sorardı. mavi göz de onun gibi yeni öğrenci ama o merak edip sordu. demek ki ben o kadar da umurunda değilmişim.
sonra mesela bugün -onun eski sevgilisi şevval vardı-, onu hala sevdiğini söyledi.
adam numaramı ezbere biliyo ama bi kere bile mesaj atmıyo. mesaj atmasını geçtim, mesajlarımdan herhangi birine cevap bile vermiyo.
hatta o kanada'ya gitmek istiyodu, ben de ona akşam mesaj attım cnbc-e'de böyle böyle bi reklam gördüm, bak işte bu numarası, şurda şu tarihlerde yapılıyo bilmem ne, anasının dinine kadar yazdım, adam bi kuru tamam deme lütfunda bile bulunmadı, yahut boşver deseydi bile üstüne varmazdım.
ama allahın öküzü cevap dahi yazmadı.
bilmiyorum phoebe, derste dalgın dalgın bana bakarken yakalıyorum bazen, utandırmamak, sıkmamak için öyle uzun uzun bakmıyorum, sanki bi şey dikkatimi çekmiş gibi falan yapıp önüme dönüyorum, yahut birine bi soru soruyorum. ikinci bakışımda yakaladığım olmadı pek. ama herkesle samimi bi benle uzak duruyo. sanki bi tek benle konuşmuyo.
bilmiyorum phoebe, bilmiyorum.
bıktım bu erkeklerden :/

1 yorum:

  1. Hayatı monotonluktan çıkarmak için farklı arayışlar içinde olabilirsin Agnes'im. Ama gerçekten hoşlanmış ta olabilirsin.Herkesle yakın senle uzak durması ilginç belki de kendini sana kaptırmak istemiyordur. Her şey olabilir yani. Biraz daha gözlemle bakalım ne olucak.
    Bu arada bu umursamazlık bana birini hatırlattı.
    Nedir bizim bu çakma vampirlerden çektiğimiz :D

    YanıtlaSil