2 Aralık 2009 Çarşamba

Hey Blog!!

Ay blog bugün sana bissürü şey yazacağım çünkü bissürü şey oldu!
Ama önce bir şey sormalıyım!
NE NİKOTİNİ PHOEBE HANIM!??? Değirmendere'yi basmak zorunda bırakma sakın beni! (anlattığımdan eminim...)
Evet blog gelelim bugüne.... Öncelikle söylemesi ayıp veli toplantısı vardı bugün... :D Layle Cadısı bir tek kötü şey bile söylememiş anneme.. Allah nazarlardan korusun... Geçen yıl annemlerle ve öğretmenlerle aram açıktı, arkadaşlarımla can-ciğer kuzu sarmasıydım, bu yıl da tam tersi...
Evet, yine şu eski arkadaş grubumdaki iki kız... Bu arada hani şu nötr olan vardı ya... İşte sanırım ona 3,5 diyebilirim bu aralar... Neyse...
Şimdi bizim okulda sınıflar arası voleybol turnuvası var. Mütevazı olmayacağım, hiç voleybol dersi almamış birine göre gayet iyiyim. Üstelik, kendini yere atmaktan çekinen şu çıt-kırıldım tiplerden hiç olmadım ve eğer bir top direk olarak bana geliyorsa karşılanmama ihtimali %.1. Hal böyle olunca Esmer Cadı'nın yine kıskançlık damarı tuttu ve saniyede on kere bizim sınıfa yeni gelen kıza (adına mavi göz diyelim) sormaya başladı. Tabi mavi göz eski okulunda voleybol oynamıştı ve profesyoneldi. ÖYle böyle derken, Esmer Cadı, Sinsi S.rtüğü de aldı, oturdu Mavi Göz'ün yanına... Ben gittim tabi "ben şurda dururum" gibi laflar duyunca. Takımı kurduklarını söyleyince de hmm falan deyip döndüm.. Herhalde Mavi Göz bir şey söyledi, Esmer Cadı da özellikle benim duyabileceğim şekilde "hayır ya biz kuruyoruz takımı" dedi. Aradan biraz geçince Lülüklü'm bana "sen girmiyor musun takıma?" diye sordu. "Valla şekerim ben oynamak istediğimi mavi göz'e söyledim ama onlar aralarında beni istememiş olacaklar ki takımı öyle kurmuşlar" dedim gayet umursamaz tonda ve herkesin duyabileceği şekilde. Neyse işte, o arada zaten voleybol oynuyorduk, ben de devam ettim.. Aradan biraz daha geçti, ben servis atmaya bayılırım ama yorulunca genelde servislerim biraz sağa çeker, yine öyle oldu. Herhalde top gideceği yeri biliyordu, tam Esmer Cadı'nın tepesine indi mi! Ne yalan söyleyeyim, istesem olmazdı. Ama oldu işte. Hanımefendi nin hemen yüzü gözü bir değişti, "kim attı onu!?" dedi tehditkar bir sesle. "Ben" dedim gayet umursamaz bir şekilde... Daha da bozuldu aptal. Nedense Sinsi sürt.k yerine Pozitif insan savunmaya geçti. "korktu kız" falan dedi. Cevap vermedim. Zaten niyetim de yoktu o Esmer Cadı aptalıyla... Destek beklemiyordum ama Sarı Kedi işe karıştı. "Ne yani öldü, bitti, dünyası karardı küçücük toptan" dedi biraz da ses tonunu yumuşatarak... Neyse işte hemen kalkıldı gidildi. Esmer Cadı, her iddiasına varım benim dedikodumu da yaptı. Ve sonra "kendi annnesi" kızı bıraktı ve gitti. Diyorum işte! Aptallık genlerinin bir yerden gelmesi lazım! Oh olsun ama! Allah'ın sopası olmuyor... Şimdi bir de sevgilisi var ya hanım efendinin... Refika Bey'le tekrar çıkıyor diye de kendini bi şey sanıyor... Neyse... Öyle ya da böyle, o takım çok ezik ve güçsüz oldu çünkü yerleştirmeler falan full yanlış... O takıma da assla gitmem işte hıhhh.! Bir kaybetsinler de akılları başlarına gelsin... Bu arada Esmer Cadı'yla, başta aynı takımda oynardım, ama şimdi üstüne para verseler oynamam...
Ya blog... Kıskananlar çatlasın, gözü olanın gözü çıksın desem de kötülere bir şeycik olmuyor... Ne yapabilirim... Ben hala Phoebe'm'in sözünü dinliyor ve açık bekliyorum... Yaygara koparmak mı? Aslında en çok yapmak istediğim şey o... Ama annem Layle Cadısı'na "kızlarla sorunları var galiba" falan demiş, o da "iyi bakalım ben ağzını ararım" demiş... O arayadursun, ben işleri nasıl elime alacağımı bilirim. Esmer Cadı'ya gidecek ve onunla konuşmak isteyecek. Dolayısıyla da Esmer Cadı "beni kıskanıyor" diyecek çünkü öyle sanıyor. Ben de Layle Cadısı bunu bana söyleyince birr güzelll dalgamı geçeceğim.. Niye mi!? Çünkü gerçekten komik bir durum! Ben o ikisinden çok daha iyiyim! Güzellikse güzellik, paraysa para, güçse güç, zekaysa zeka, yetenekse en alası, erkeklerle ilişkilerse her türlüsü... Daha da fazlasını istiyorlarsa ingiliz aksanından tut da Amerika'da eğitim hakkına İngilizce'de hepsinin anasını ağlatırım... Ve üzgünüm ama Layle Hanım'a karşı da bu kez mütevazı olmam... Kendileri kaşındılar.... Artık sınırdayım Phoebe anlıyor musun beni!? Tam sınırdayım... Hepsinin canlarına okumadan rahat yok bana... Bu arada çakma Jacob'la aram pek iyi değildi ya, bugün daha iyi.. Sinsi Sürt.k ona yazıyor sanırım.. Bu hoşuna gitmeyecek... Oh canıma değsin!!!!!!!!
Not: Hani şu gelecek görüleri var ya kuzum onu bir şekilde kodlamalıyız diye düşündüm... Aklıma şekerleme zamanı geldi... Ne dersin?
Ve sen vampirin gözlük kullandığını söylememiştin... Face'de hani şu senin okuldaki en yakın arkadaşın var ya... anladın senn... işte onun face'inde gördüm.... şok geçirdim, çünkü hiç görmemiştim....

1 yorum:

  1. Hahaha bugün yaptıklarını biliyorum ve şuanda mutlu olduğunuda biliyorum Agnes'im.
    Kozlar şuanda senn elinde böyle devam et..
    Nikotin konusuna gelicne ben istesemde veren yok zaten ki, artık bende istemiyorum (:
    Seviyorum kardeşim seni :))

    YanıtlaSil