26 Ocak 2010 Salı

kendime itiraf etmediğim gerçekler...

edemediğim demiycem blog... çünkü itiraf edememek diye bi şey yok bence.. sadece itiraf etmek istemezsin ve sonra da meşhur "yapamadım" ın arkasına sığınırsın. ben sığınmıycam işte.
itiraf etmedim hepsi bu.
ne kadar acıdır ki etmedim.
ne mi?
fatih... o hiçbir zaman benim için doğru insan olmadı. evet. olmadı.
neden mi? çünkü ben hiç onun üstüne titremedim. kaç kez kavga ettik, bi kez dahi özür dilmedim. aslında onu hiç kıskanmadım, sadece ben varken bi başka kızı düşünmesi ihtimali kadınlık gururumu rahatsız ediyordu. sahnemi bi başkasına kaptıramayacak kadar kibirliyim hepsi bu. onun elini tuttuğumda hiçbir şey hissetmiyorum. sadece buz gibi ellerimde biraz sıcaklık, hepsi bu oluyo. saçlarımı kokladığında tüylerim ürpermiyo, aksine birinin beni onunla görmesini istemiyorum. seni seviyorum demekse çok kolay benim için... çünkü söylerken onun gibi yanaklarım kızarmıyo. kalp atışlarım bile hızlanmıyo. peki o zaman blog... neden onunla çıkıyorum? neden ona zamanımı ayırıyorum. Lanet olası ben seçilmem seçerim huyumdan. peşimden koşan tek erkek değildi. sadece beni en çok seven ve isteyendi. şanslı günüydü sadece. tanıştığımız gün evde herkes uyuyodu ve benim yapacağım daha iyi bi işim yoktu. dedim ya sadece şanslıydı. ne korayı, ne veyseli, ne ibrahimi hatta tom'u bile ondan çok sevdim. ama şu an bile hala onunla çıkıyorum? neden? 14 şubatı yalnız geçirmemek için mi? belki de düşüncesiz tavırlarıdır beni ilişkiden böylesine soğutan. soğudum. sürekli uğraşacak bi çocuğum varmış gibi. sürekli. bi de fatihle uğraşmak... yorgun hissediyorum kendimi böyle olunca. kavga etmek bile rutin gibi. hadi bakalım, bugün fatihin hangi hatasıyla uğraşıcam??
ama ben uğraşmak istemiyorum. bugün tam ikinci haftamız ama ben daraldım. gerçekten daraldım çünkü fatihi sevmiyorum.
aslında ona bunu yaptığım için biraz da suçlu hissediyorum.
beni çok sevdiğini biliyorum. peki o zaman buna mı yenik düşüyorum?
bitmek tükenmek bilmeyen sevgi açlığıma mı?
içimdeki salak mutluluk-huzur ve yüzümdeki salak sırıtışın sebebi bu mu?
sebebinin aşk olmadığı kesin. savaşmıyorum çünkü, varımı yoğumu koymuyorum ortaya... kendi canım dahil her şeyi feda edebilirim demiyorum. hayatım demek gelmiyo içimden çünkü.... o kelime onunla bağdaşmıyor, ona oturmuyor bile... o benim koyduğum kalıbın içinde cılız kalıyor... ufacık... dolduramadığı ve dolduramayacağı o kadar çok boşluk var ki. hepsini bi anda söylemek istiyorum ona.. ama onun yerinde de oldum. ne kadar acıdığını biliyorum o an. nasıl bi şokun bedenini kapladığını ve reddedilişin, nasıl acı acı yaktığını biliyorum. ve o acı yangının bi anda öfkeye dönüşmesiyle neye saldıracağını bilemediğin "o an"ı. çaresizce gözlerinin yandığını ve ağlamaya başladığını.. belki yalvarırsın dizlerinin üstüne çöküp, değişebilirim dersin ama değişsen de fark etmez... ne yaparsan yap olmaz, çünkü: bitmiştir. benim için de öyle bitti işte... onun için üzülüyorum şu an... ama nasıl bitireceğimi bilmiyorum. beni o kadar çok seven bi insanı nasıl bırakacağımı bilmiyorum... puffhh...
bi fikrin var mı phoebe?
çünkü şu anda gerçekten bi fikre ihtiyacım var...
bu yazıyı görünce çağrı at..
kisses.... .K

3 yorum:

  1. Kızların akdınların yaptığı en büyük hatalardan birisi..
    O kadar çok değerli olduğumuuz görmek inanmak isteriz ki. Sırf bu zaafımız yüzünden bazen düşünmeden, hatta kendimizi bile düşünmeden hareket ederiz. Çünkü birileri bize değer veriyordur , birileri bizi seviyordur. İlk başlarda böyle kandırabiliriz kendimizi , mutlu oluruz çünkü en çok istediğimiz şey gerçekleşmiştir. Ama bi zamana kadar ! Sonra mantığımız tokat gibi çarpar gerçekleri yüzümüze. Sende tam bu andasın !. Doluya koysan almaz , boşa koysan dolmaz bilirim bende yaşadım aynı şeyi. Ama sevmediğini anladıysan gerçekten uzatmayada gerek yok kardeşim.En azından sen ona gerçekleri söylediğinde neden bu zamana kadar bekledin diye bi soru yöneltemez sana çünkü sen ona anladığın anda gerçekleri söylemişsindir.
    Şimdi... gerçekten istiyorsan ayrılmayı , bırakmayı ona herşeyi açık açık anlat. Denedim ama olmadı de mesela. Seni hep o gözle görmeye çalıştım ama görememişim. Öyle sevdiğimi ZANNETMİŞİM sadece de. Ama senide daha fazla oyalamak istemiyorum . Bunu şimdi söylüyorum çünkü sana karşı oyun oynayamacağım kadar değerlisin benim gözümde. Arkdaşa olarak tabi kii.. Önce anlamayabilir sevginin, kırgınlığın ve sinirin verdiği duygularla. Ama mantıklı düşünmeye başladığı zaman eminim ki anlıcaktır.
    Devir başkasını üzmiyim ben üzülüyim devri değil kardeşim sakın unutma !

    YanıtlaSil
  2. Biliyorum kardeşim, biliyorum. ve evet o tokat anındayım. ama sonra da hata yapmış olmak istemiyorum. o çok iyi bi insan... benim yanımda olmasını çok seviyorum, ama bunu niçin yaptığımı ben bile anlamıyorum. Düşün ya Tom'u bile düşünürken kalbimin atışları hızlanıyodu ama onun kolunun altında, yüzüne sadece bikaç santim uzakta duruyo oluyorum ama yine de çok rahatım. ona aşık olmadığım kesin. onu sevmiyorum. ama bu sevmiyorumun arkasından hemen bi "sanırım" geliyo. ne hissettiğimi bilmediğim olmamıştı hiç... aptal bi durum. beklesem bi dert beklemesem bi dert. nasıl olacağını gayet net "görüyorum". onu arıycam o neşeli bi şekilde telefonu açıcak, nasıl olduğunu sorucam o muhtemelen onu aramam ya da kontörümle ilgili bi şaka yapıcak, gülmeyeceğim bi şaka, sonra ona gününün nasıl geçtiğini sorucam ve "ben ayrılmak istiyorum" diycem. şaşırıcak. dün olanalar yüzünden mi diycek. hayır diycem. o zaman neden diycek. olmadı diycem, ilişkiden soğuyorum, yapamıyorum. iki seçenek var ya peki diycek ve ben üzgün olduğumu söyleyip kapatıcam ya da napmamı istiyosun diycek, kavga çıkarıcak, sonra da değişirim konuşmasına giricez. ilk seçenek tercihim olsa da bilmiyorum.. belki de akşamı beklemem.. bi sonraki face'e girişinde söyleyiveririm...

    YanıtlaSil
  3. Haklısın kardeşim çok karışık bi durum gerçekten. Ama kendini hazır hissetmiyosan söyleme şimdi biraz daha zaman ver kendine. Bakalım ne olucak. Ama yok zaten versemde değişmicek biliyorum diyosan hiç durma kardeşim.

    YanıtlaSil